KRAL TV YILIN EN İYİ POP SANATÇISI ÖDÜLÜNÜ'SERDAR ORTAÇ' KAZANMIŞTIR ONU TEBRİK EDER BAŞARILARININ DEVAMINI DİLERİZ |
|
ÖTÜCÜ KUŞLAR
Ötücü kuşlar (lat. Passeriformes) Dünya çapında 5000'i aşkın kuş türünü kapsayan çok geniş bir takımdır. Güzel sesli kuşlar olarak tanımlanabilecek hemen hemen tüm kuşlar bu takıma dahildir. Ülkemizde 200'den fazla ötücü kuş bulunmakta. Bunların arasında Serçe, Bülbül, Karga, Kırlangıç gibi çok iyi tanınan kuşlar da bulunuyor. Ötücü kuşlar ses tellerini kontrol eden son derece gelişmiş kas sistemlerine sahipler. Bu sayede kendilerine özgü ahengli şarkıları söyleyebilirler. Türkiye'deki dağılımları çok geniş olmakla birlikte yurdumuzun batı tarafı, deniz kıyıları, ormanlık ve sulak alanlarda daha yaygınlar. Böcekler ve tohumlarla beslenirler. Diğer kuşlardan farklı olarak ötücü kuşların yumurtaları genellikle renkli veya benekli olur. Ormanlık arazilerin ve sulak alanların tahrip edilmesiyle daralan yaşam alanları neticesinde doğal hayattaki diğer birçok canlı gibi bu kuşların da popülasyonlarında önemli ölçüde azalmalar yaşanmakta.
Ülkemizde yaygın olarak görülen bazı ötücü kuşlar:
Ağaç Serçesi - Passer montanus
Foto: Nadir Baskın
Ak Gerdanlı Ötleğen - Sylvia communis
Alamecek - Rhodopechys sanguinea
Arapbülbülü - Pycnonotus xanthopygos
Bıyıklı Baştankara - Panurus biarmicus
Buğdaycıl (Mavi Gerdan) - Luscinia svecica
Bülbül - Luscinia megarhynchos
Büyük Baştankara - Parus major
Çalıkuşu - Regulus regulus
Çam Baştankarası - Parus ater
Çaprazgaga - Loxia curvirostra
Çıvgın - Phylloscopus collybita
Çulhakuşu - Remiz pendulinus
Çütre - Carpodacus erythrinus
Dağ İspinozu - Fringilla montifringilla
Dağ Kuyruksallayanı - Motacilla cinerea
Dikkuyruklu Ötleğen - Prina gracilis
Duvar Tırmaşıkkuşu - Tichodroma muraria
Florya - Carduelis chloris
İpekkuyruk - Bombycilla garrulus
İspinoz - Fringilla coelebs
Kara İskete - Serinus pusillus
Kara Kızılkuyruk - Phoenicurus ochruros
Kara Kulaklı Kuyrukkakan - Oenanthe hispanica
Karabaşlı Ötleğen - Sylvia atricapilla
Karaca Sinekkapan - Ficedula hypoleuca
Kayın Baştankarası - Parus palustris
Kızıl Kirazkuşu - Emberiza caesia
Kızılgerdan - Erithacus rubecula
Kızılbaşlı Örümcekkuşu - Lanius senator
Kızılsırtlı Örümcekkuşu - Lanius collorio
Kocabaş - Coccothraustes coccothraustes
Kuyrukkakan - Oenanthe oenanthe
Maskeli Ötleğen - Sylvia melanocephala
Mavi Baştankara - Parus caeruleus
Saka - Carduelis carduelis
Sarı Kuyruksallayan - Motacilla flava
Sarı Mukallit - Hippolais icterina
Sarıasma - Oriolus oriolus
Sığırcık - Sturnus vulgaris
Sıvacıkuşu - Sitta europaea
Söğütbülbülü - Phylloscopus trochilus
Sürmeli Çalıkuşu - Regulus ignicapillus
Şakrakkuşu - Phrrhula pyrrhula
Taşkızılı - Monticola saxatilis
Taşkuşu - Saxicola torquata
Uzun Kuyruklu Baştankara - Aegithalos caudatus
Yeşil Sırtlı İncirkuşu - Anthus hodgsoni
 |
|
|
|
 |
kadirbaba
 |
Cum 06 Nis 2007, 03:51
2007 Yılı Ulusal Sukuşu Sayımı 20'yi aşkın kuş gözlem topluluğu ve 120'yi aşkın kuş gözlemcisinin özverili çalışmalarıyla toplam 87 alanda gerçekleştirildi. Çalışmanın gerçekleştirildiği alan sayısı, ülkemiz sukuşu sayımları tarihinde kaydedilen en yüksek sayı oldu.
95 farklı türden yaklaşık 1 milyon 470 bin sukuşu sayıldı. En fazla kuşun sayıldığı ilk beş alan;
Beyşehir Gölü'nde 263 bin
Eğirdir Gölü'nde 148 bin
Burdur Gölü'nde 122 bin
Köyceğiz Gölü'nde 116 bin
Bafa Gölü'nde 112 bin
Bu sonuçlara göre ülkemizde yer alan su kuşlarının 1/3'ü sadece 3, yarısı da sadece 5 alanda toplanmakta.
Sayımın ayrıntıları için: http://www.sukusu.org/
Eski rakamlarla karşılaştırdığımızda 2006 yılında 923 bin, 2005 yılında ise 1 milyon 323 bin sukuşu sayıldığını görüyoruz. 1996 senesinde ise toplam 67 alanda 1 milyon 879 bin sukuşu sayılmış. Bu sayı 1986'dan beri ülkemizde yapılan sayımlarda ulaşılanların en yükseği.
Dikkuyruk (lat. Oxyura leucocephala) bir zamanlar Burdur Gölü'nü tüm dünyaya tanıtmıştı.
En dikkat çekici sonuç ise Dikkuyruklarda. 80'li yıllarda 10 bin Dikkuyruk, tüm Dünya Dikkuyrukları'nın 3'te 1'i Burdur Gölü'nde konaklamaktaydı. 2007 yılında Burdur Gölü'ndeki Dikkuyruklar'ın sayısı ise son derece dramatik: 810...  |
|
|
|
 |
Muammer Budak
 |
Sal 08 May 2007, 18:19
Flamingo.!!!!
+)
(+) |
|
|
|
 |
kadirbaba
 |
Prş 10 May 2007, 07:47
YIRTICI KUŞLAR
Ülkemizde vahşi yaşamda Gündüz Yırtıcıları (lat. Falconiformes) takımına ait 40 ve Gece Yırtıcıları (lat. Strigiformes) takımına ait 10 olmak üzere toplam 50 yırtıcı kuş türü bulunuyor. Bu sayılar Falconiformes takımına ait Atmacagiller'de (Accipitridae) 28, Balıkkartalıgiller'de (Pandionidae) 1, Doğangiller'de (Falconidae) 11 ve Strigiformes takımına ait Peçeli Baykuşgiller'de (Tytonidae) 1 ve Baykuşgiller'de (Strigidae) 9 tür olarak dağılıyor.
Gündüz Yırtıcıları (atmaca, kartal, doğan, şahin, kerkenez, çaylak, delice gibi) dediğimiz Falconiformes takımından olan kuşların kısa ve kalın gagalarının kenarları çok keskin, üst gagalarının ucu çengel gibi aşağı kıvrıktır. Burun delikleri, yumuşak ve tüysüz bir kısımla (ceroma) çevrilidir. Ayak parmakları pençe şeklinde olup, uzun, sivri ve kıvrık tırnaklarla sonlanır. Gözler oransal olarak büyüktür ve görme duyuları çok iyi gelişmiştir. Leşlerle beslenen türler (akbabalar) haricinde, canlı av yakalama yeteneği oldukça iyi gelişmiştir. Eşeyler arasında görüntü farkı azdır, sadece bazı türlerde dişi erkekten daha büyüktür. Yavru bakımı uzundur. Bazı türlerde yalnızca dişiler, bazılarında da yalnızca erkekler kuluçkaya yatar.
Gece Yırtıcıları (puhu, kukumav ve diğer baykuşlar) takımından olan kuşlar ise akşam karanlığında ya da geceleri aktif olan yırtıcı kuşlardır. Baş büyük ve yuvarlak, kanatlar uzun, gözler öne dönük ve oransal olarak iri, gaga kısa ve kıvrık, tüyleri yumuşaktır. Gözlerin çevresinde de bir tüy halkası bulunur. Geceleri avlanmanın bir gereği olarak, görme ve işitme duyuları çok iyi gelişmiş, ancak gözlerin önde olması nedeniyle görüş alanları daralmıştır. Bu olumsuzluk, başın 270° çevrilebilmesiyle telafi edilir. Başın bu şekilde çevrilebilmesi ve asimetrik konumlu kulakların sayesinde, seslerin yönünü çok net bir şekilde saptayabilirler. Arkaya yönelik tek ayak parmağı, öne de çevrilebilir. Avın yakalanmasında yardımcı olan tırnaklar, çengel gibi kıvrıktır. Kursakları bulunmaz, avın sert yapılı (kitin ve kemik yapılı) kısımları sıkıştırılmış bir "kusuk (pellet)" halinde dışarı atılır. Dişiler ve erkekler arasında dimorfizm yoktur. Sadece dişiler kuluçkaya yatar, erkekler kuluçkadaki dişileri besler. Yavru bakımından her iki eşey de sorumludur.
Ülkemizde yaşayan Yırtıcı Kuşlar:
Kaya Kartalı (Aquila chrysaetos)
Koyu kahverengi ve iri bir yırtıcıdır. 2 metreyi aşan kanat açıklığıyla Avrupa'nın en iri kartalıdır. Uçuşu görkemli ve zariftir. Diğer kartallardan farklı olarak süzülürken ve dönerek yükselirken kanatlarını şahinler gibi yukarı kaldırır. Kayalık dağlarda ve dağlık ormanlarda yaşar. Çok güçlü pençeleri vardır. Kenetlenen parmak kaslarıyla avını havaya kaldırabilir. Geyik gibi büyük memelilerdeni tilki gibi yırtıcılara kadar neredeyse her çeşit hayvanı avlar. Yuva yaptığı kayalık akarsu vadilerine barajlar yapıldığı için üreme alanları giderek azalmaktadır.
Şah Kartal (Aquila heliaca)
Daha çok kuzey ve iç bölgelerimizde yaşayan Şah Kartal, yuvasını yaşlı ve iri ağaçların tepelerine yapar. Bu tür ağaçların ormanlardan kesilmesi, en önemli gıdası olan tarlafarelerinin, tarım ilaçlarıyla zehirlenmesi, soyunu yok oluş sınırına getirdi. Ankara Kuş Gözlem Topluluğu, 1995 yılında yaptığı bir çalışmada, bu türün Türkiye'de en fazla 30 çiftinin yaşadığını belirlemişti.
Bozkır Kartalı (Aquila nipalensis)
Türkiye'de göç sırasında görülen bu tür aynı zamanda çok az sayılarda Orta Anadolu'da üremekte. Türkiye'nin en ender kuşlarından biri…
Büyük Orman Kartalı (Aquila clanga)
Büyük bağıran kartal da denen bu tür, Anadolu'da daha çok kış göçmeni olarak görülür. Artık çok az görülüyor.
Küçük Orman Kartalı (Aquila pomarina)
Büyük orman kartalının daha geniş olan kanatları yedi parmaklı iken, küçük orman kartalı altı parmaklıdır. Koyu kahverengidir, kanat örtüleri uçuş teleklerinden daha açıktır, primerlerinin dibinde açık renk bir beneği, kuyruğunun üzerinde ise açık renk bir lekesi vardır.
Tavşancıl (Aquila fasciatus)
Kalın kanatlı, küt köşeli kuyruklu bir kartaldır. Çok çeşitli yerlerde bulunabilir. Yarı çöl, bozkır, Akdeniz tipi ormanlar, makiler ve çayırlarda yaşar. Yuvasını yüksek ve manzaraya hakim kayalıklara yapar.
Küçük Kartal (Aquila pennatus)
Dikkat çekecek derecede geniş ve yuvarlak kafası, çaylağınkine benzeyen açık renk bir örtü şeridine sahip üst tarafının güçlü deseni ve açık renk omuzları ve kuyruk sokumu ile küçük bir kartaldır.
Yılan Kartalı (Circaetus gallicus)
Başı vücuduna oranla iridir. Kuyruğu ve sırtı kahverengi, karnı açık renklidir. Yaz aylarında tüm ülkede seyrek ağaçlık arazilerde görülür.
Akkuyruklu Kartal (Haliaeetus albicilla)
Deniz kartalı da denen bu tür, Türkiye'nin daha çok Batı ve Kuzey bölgelerinde ender olarak görülüyor. Deniz, göl ve ırmak kıyılarındaki ormanlarda büyük tepeli ağaçların üzerine yuva yapan deniz kartalları, tüm Avrupa'da tehlikede…
Balık Kartalı (Pandion heliaetus)
Suya dalan tek yırtıcı kuştur. Kanatları uzundur ve uçuşu martıyı andırır. Büyük akarsu ve göllerin kıyılarında balıkla beslenerek yaşayan balık kartalı, yurdumuzda bir zamanlar tüm Karadeniz kıyılarında üremekteydi. Artık Karadeniz’de sadece Bafra Ovası’nda bulunuyor. İç ve Batı bölgelerdeki pek çok sulak alanda ise hâlâ görülmektelrr.
Küçük Akbaba, Mısır Akbabası (Neophron percnopterus)
Ülkemizdeki en küçük akbabadır. Görünüşü leyleği andırır. Leşle beslenir. Başka kuşların yumurtalarını çalar ve kırmak için gagasıyla aldığı taşı üstüne bırakır. Ülkemizde yaz aylarında bulunur. Türkiye genelindeki kayalık ve dağlık alanlarda yuva yapar.
Kızıl Akbaba (Gyps fulvus)
İri, etkileyici ve açık kahverengi bir akbabadır. Kanatlarını sığ bir ‘V’ oluşturacak şekilde hafifçe yukarı kaldırarak süzülür. Kısa ve açık renk kafalıdır; kuyruğu çok kısa ve kare şeklindedir. Kanatları uzun, geniş, parmaklı, firar hattı ombeli ve ‘S’ biçimindedir. Üst tarafları açık karamela kahverengisidir, uçuş telekleri daha koyu, kanat altı ise iki renk tonundadır ve kanat örtü tüyleri boyunca daha açık çizgiler vardır. Genci daha parlak kahverengidir ve uçuş telekleri erişkinlerin yıpranmış teleklerinden daha pürüzsüzdür. Kayalık alanlarda gruplar halinde yaşayan bu uçan dev, leşle beslenir. Tarım ilaçları ve kurt zehirlemesi sebebiyle Türkiye'deki en nadir canlı türlerinden biri haline gelmiştir.
Kara Akbaba (Aegypius monachus)
Türkiye, en büyük yırtıcı kuşlardan olan kara akbabanın yaşadığı ülkelerden biri. Uzun el telekleri ve geniş kanatlarıyla süzülürken uçan bir halıyı andırır. Boyun kenarında kabarık yaka tüyleri bulunur. Kuzey Anadolu'nun ve Ege'nin iç kısımlarında yaşama savaşı veriyorlar. Sayılarının azalmasının ana nedeni, ormancılık çalışlmaları nedeniyle büyük ağaçların kesilmesi ve zehirlenme. Kara akbaba, yuvasını yaşlı ve büyük ağaçların üzerine yapar.
Sakallı Akbaba (Gypaetus barbatus)
Çok iri ve çok etkileyicidir, arasıra yaptığı ağır kanat vuruşları ile mükemmel bir şekilde süzülür. Kafası kısa, kuyruğu uzun, kama ya da baklava şeklinde, kanatları çok uzundur. Erişkinin gövdesinin üst tarafı kömür grisinden kahverengiye kadar değişir, uçuş telekleri daha açık renkte parlar. Siyah sürmeli kafası, uzaktan dikkat çekecek şekilde açık renk görülür: Alt tarafının rengi kirli sarı ile turuncu arasında değişir.
Şahin (Buteo buteo)
Koyu kahverenginden beyaza kadar değişik renklerde olabilir. Göğsündeki açık renkli kolye ile tanınır. Süzülürken kanatlarını yukarı doğru kaldırır. Türkiye’nin tamamında özellikle göç dönemlerinde yüksek rakamlarda gözlemlenebilir. Ormanlar, ağaçlıklar, ağaçlarla çevrili tarım alanları, çayır ve açık alanlarda yaşar. Göç alanları üstünde yer alan konaklama bölgelerinin yok edilmesi bu tür üstünde baskı oluşturmaktadır.
Kızıl Şahin (Buteo rufinus)
Ülkemizde yaşayan en iri şahin türüdür. Kızıl renkli kuyruğu ve vücuduna kıyasla açık renkli kafasıyla uçarken ya da tünerken ayırt edilebilir. Dönerek yükselirlen kanatlarını “V” şeklinde kaldırır. Genellikle kayalık ve açık alanlara, nadiren de ağaçlara yuva yapar. Özellikle Orta Anadolu’da çok yaygındır.
En üstteki mesajda Faruk Öncan Bey'in fotoğrafını çektiği kuş yüksek ihtimalle bir Kızıl Şahin.
Paçalı Şahin (Buteo lagopus)
Kayalıklara ve yüksek yaşlı ağaçlara yuva yapar. Bayağı şahine oranla geniş kanatları ve kartala benzer duruşuyla ayrılır. Ayakları topuklarına kadar tüyle kaplıdır. Asya ve Avrupa’nın kuzey bölgelerinde yazı geçirir. Kış aylarında Türkiye’nin güney kısmı da dahil olmak üzere ılıman yerlere göç eder.
Arı Şahini (Pernis apivorus)
Adına rağmen şahinlerden çok çaylaklara yakındır. Böceklerle, larvalarla, tırtıllarla beslenir.
Tepeli Arı Şahini (Pernis ptilorhyncus)
Uzun boyunlu ve küçük kafalıdır. Arı şahininden daha koyu renklidir.
Ak Çaylak (Elanus caeruleus)
Orta boylu bir çaylak türüdür. Ağaçlara yuva yapar. Açık alanlarda, bozkırlarda yaşar. Ülkemizde nadiren görülür.
Kara Çaylak (Milvus migrans)
İri, koyu renkli bir yırtıcı kuştur. Kuyruğu çatallıdır. Uçuş sırasında kuyruğunu bir dümen gibi sağa sola büker. Göl, nehir ve sulak alanların çevresindeki ormanlarda ağaç tepelerine yuva yapar. Yaz göçmenidir. Doğu Anadolu'da gruplar halinde kışladığı da gözlemlenmiştir.
Kızıl Çaylak (Milvus milvus)
Orta boylu, yavaş ve yumuşak uçuşlu, çengel gagalıdır. Daha çok açık alanlarda yaşar. Diğer çaylaklar gibi avlanmanın yanı sıra leşle de beslenir.
Saz Delicesi, Saz Tuygunu, Kızıl Tuygun (Circus aeruginosus)
En büyük delice türüdür. Süzülürken bazen şahini andırır. Sırtı kahverengi, kafası ve göğsü ise krem rengidir, gri bir şerit kanatlar boyunca uzanır, kanat uçları siyah, kuyruğu ise gridir. Kuyruğu dar ve karedir.
Gökçe Delice, Gökçe Tuygun (Circus cyaneus)
Mavimsi kül grisi renkleri görülmeye değerdir. Kanatlarının şahine kıyasla zarif yapısyla ve uçarken aldığı “V” şekliyle dikkat çeker. Yüzlerindeki baykuşu andıran oval bölge, avlarını ses dalgaları yardımı ile bulduklarını anlamamıza yardımcı olur. Yuvalarını ağaçlar yerine toprak üzerine yaptıkları için tarımsal faaliyetlerden ve meraklı hayvanlardan dolayı soyları dünyanın birçok yerinde tehlike altındadır.
Bozkır Delicesi, Bozkır Tuygunu (Circus macrourus)
Erkeği çok açık renklidir, martıya benzer, göğsü beyaz, kanat uçları kama biçiminde dar ve siyah (genç erkeğinkinde daha belirgin), kanat altı ise beyazdır. Dişisi çayır delicesine benzer. Koyu kulak lekesinin altında açık renk bir halka bulunur.
Çayır Delicesi, Çayır Tuygunu (Circus pygargus)
Küçük, zarif, uzun kanatlı bir delicedir. Erkeği gridir ve genellikle ön tarafı arka tarafından daha koyudur. Kuyruk sokumu beyaz değildir. Kanat üstünün ortasında uzanan siyah bir çizgi vardır. Kanat altı şeritli, böğrü çizgilidir. Dişisi gökçe deliceye benzer, ama beyaz kuyruk sokumu tipik olarak daha küçüktür, kanatları daha uzun, daha dar ve uçları geriye doğru çekiktir.
Çakır, Çakırdoğan (Accipiter gentilis)
Sırtı koyu kahverengi veya gri tüylü, göğsü beyaz ve enine kahverengi çizgilidir. Atmacaların en büyüğüdür. Çok iştahlı ve saldırgan bir kuştur. Alçaktan uçtuğu için doğancılar tarafından, tavşan ve keklik avında kullanılır. Ateş gibi parlayan gözleri vardır.
Atmaca (Accipiter nisus)
Küçük ve çok çevik bir yırtıcı kuştur. Seri kanat çırpmalar ve kısa süzülüşlerle uçar. Tüm Türkiye'de ibreli ve karışık ormanlarda ürer. Göç aylarında atmacacılık için yüksek sayılarda yakalanmaktadırlar.
Yoz atmaca, Yaz atmacası (Accipiter brevipes)
Bayağı atmacadan hafif iridir. Genelde ormanlık alanlarda yaşar. Oldukça yetenekli bir avcıdır, irili ufaklı kuşları ve küçük memelileri avlar. Uzun kuyruğu, ağaç dalları arasında rahatça manevra yapabilmesini sağlar. Uçarken T şeklinde görülür. Özellikle Karadeniz Bölgesi'nde atmaca yetiştiriciliğinin yaygınlığı yüzünden çok sayıda atmaca doğadan koparılmaktadır. Bazıları geri salınsa da göç mevsimini kaçırdıklarından genelde yolda hayatlarını kaybederler.
Doğan, Gök Doğan (Falco peregrinus)
Orta boylu bir yırtıcı kuştur. Siyah bıyığı beyaz yanaklarıyla kontrast oluşturur. Gri sırtı, koyu renkli kanat uçları ve göğsündeki siyah enlemsine çizgileri ayırt edicidir. Dünyanın en hızlı kuşudur. Yükseklere çıkar ve avına doğru dalışa geçer. Bu dalışlarında hızı 320 km/s’i geçer. Kaydedilen en yüksek hızı 390 km/s’i bulmuştur. Tüm Türkiye’de görülmekle beraber yoğunlukla İç ve Batı bölgelerde ürer. Her tür kayalık alanlarda yaşar. Kışın ise deniz ve sulak alanlara yaklaşır.
Bıyıklı Doğan (Falco biarmicus)
Küçük kemirgenler, sürüngenler ve böceklerle beslenir. Özellikle deniz kıyısındaki dağlık kesimlerde yaşar.
Ulu Doğan (Falco cherrug)
Küçük kemirgenler, tarım zararlıları, yılan, tavşan ve küçük kuşlarla beslenir. Türkiye'de tarım ilaçları ve yakalanarak yurtdışına kaçırılması sebebiyle yok olmak üzereler.
Boz Doğan (Falco columbarius)
Açık arazilerde, genellikle yerde ya da alçak direklerde, bazen de ağaçlarda tüneyen, küçük ve bodur bir doğandır. Kafası karedir. Kanadı dip tarafında oldukça geniştir ve ucuna doğru sivrileşir, bazen erkek atmacayı andırabilir. Hızlı ve derin kanat vuruşları ile alçaktan, süratli ve düz uçarken birkaç süzülme yapar; avını neredeyse kapalı durumda olan kanatlarını bir içeri bir dışarı hızla vurarak kovalar.
Gri Doğan (Falco concolor)
Denize yakın kayalıklar ve adalarda yaşar. Mavi-gri renklidir. Uzun benekli kanatları ve uzun kuyrukları vardır. Genellikle kuşlarla beslenir ama iri böcekleri de yer.
Ada Doğanı (Falco eleonorae)
Akdeniz ve Ege’deki adalarda yaşar. Diğer doğanlar gibi usta kuş avcılarıdır. Hızı ve aerobik yetenekleriyle kuşları havada avlarlar.
Kızıl Enseli Doğan (Falco pelegrinoides)
Kurak bozkırlarda ve yarıçöllerde yaşar. Sırtı koyu, karnı açıktır. Bıyıkları ve beyaz yanaklarının oluşturduğu çengel çok belirgindir.
Delice Doğan (Falco subbuteo)
Orağa benzer uzun, sivri kanatlı, kısa kuyruklu, biraz küçükçe, dinamik bir doğandır. Gövdesinin orta tarafı ve kuyruk dibi, kendisinden daha büyük ve açık renk kuyruk sokumlu olan gökdoğandan daha dardır. Uçuşunda zerafet ve hız bir aradadır, yavaşça ve kayar gibi süzülürken derin kanat vuruşlarıyla gösterişli bir şekilde hızlanır. Yuvası yakınında çok öter, ötüşü değişken bir ‘kiiv-kiiv-kiiv’ şeklindedir ve uçuş esnasında daha keskindir.
Ala Doğan (Falco vespertinus)
Küçük, çevik, dar kanatlı ve uzunca kuyruklu bir doğandır. Hızlı ya da yavaş ve sakin uçuşla böcekleri avlar. Erişkin erkeği siyahımsıdır, yakından bakıldığında koyu gridir, yüzü koyu renk, göz etrafı ve gaga dibi kırmızı, göğsü daha gri, kuyruk dibi kırmızımsı, bacakları kırmızı ve dış kanadın üst tarafı gümüş grisidir. Erişkin dişisinin üst tarafı gri çizgili, alt tarafı ve başlığı parlak kızıl, kanat altı ise kırmızıya çalar kahverengidir ve gri çizgili uçuş telekleri vardır. Koloni içindeyken gür çığlıklar atar.
Kerkenez (Falco tinnunculus)
Kiremit rengi sırtı ve sırtındaki beyaz benekleriyle ayırt edilen küçük bir doğan türüdür. Kuyruğu uzun, kanat uçları sivridir. Siyah bıyıkları beyaz gerdanıyla birleşir. Ülkemizde pek çok yerde bulunan, en yaygın yırtıcı kuşlardan biridir. Ağaçlık, açık araziler, dağlık alanlar ve yerleşim yerlerinde yaşar.
Küçük Kerkenez (Falco naumanni)
Türkiye'nin her yerinde köy kasaba gibi yerleşimlerin yakınlarında yaşayan bu türün dünyadaki en büyük popülasyonlarından biri Türkiye'de yaşıyor. Sayıları hızla azalan küçük kerkenezler dünya ölçeğinde tehlikede.
Puhu (Bubo bubo)
70 cm'lik boyu ve 2 metreye yaklaşan kanat açıklığıyla en büyük baykuş türüdür. Çok büyük kafası, komik hareketleriyle çok sempatik bir kuştur. Gövdesi kahvrengi, gözleri iri ve turuncudur. Uçuşu şahine benzer. Kulak tüyleri ve iri kafasıyla diğer büyük yırtıcı kuşlardan hemen ayrılır. Ülkemizin büyük çoğunluğunda bulunur. Kayalık ve taşlık arazilerde, yaşlı ve sık ormanlarda yaşar. Alacakaranlıkta ve seher vakti avlanır. Fare, kirpi, tavşan gibi memelilerin yanı sıra su kuşlarıyla da beslenir. Oldukça korkusuz bir kuştur, kendinden büyük canlılara da saldırabilir. Tilki, kurt, vaşak gibi yırtıcılarca tehdit edildiğinde çoğu zaman kaçmaktansa tüylerini kabartarak sırt üstü yatar ve pençelerini öne çıkararak korkutucu görünümüyle kendini savunur. Ötüşü pestir ve uzaktan duyulabilecek kadar güçlüdür.“U-hu, u-hu” sesinin birkaç defa tekrarından oluşur. Baykuşların halk arasında uğursuz sayılarak öldürülmeleri puhular için en büyük tehdittir.
Balık Baykuşu (Bubo zeylonensis)
Bataklık baykuşu da denen bu tür, yurdumuzda yaşayan en esrarengiz hayvandır. Yüzyıl önce Güneydoğu Anadolu’da yaşadığı biliniyordu. Sonra yalnızca Doğu Akdeniz’de yaşadığı 90’li yıllarda bir balıkçı tarafından Adana civarında yakalanınca anlaşıldı. En son 2004 yılında belki de Türkiye’nin en son iki Balık Baykuşu 2004 yılında fotoğraflandı.
Kulaklı Orman Baykuşu (Asio otus)
Büyük ve gececil bir baykuş türüdür. Istrahat halinde toparlak görünür, ancak uyarı halinde gergin, ince ve dimdik durur. Uyarı halinde iken kulak tüylerini dikleştirir ve koyu turuncu gözlerinin üstündeki siyah beyaz yüz deseniyle bir ‘V’ oluşturur. Oldukça benekli ve çizgilidir. Gür, inlemeye benzeyen ve kısa bir ötüşü vardır.
Kukumav (Athene noctua)
Çoğu baykuşun aksine gündüz de görülebilecek bir kuştur. Kuyruğu kısadır. Uçuşu alçaktan ve dalgalıdır. Ülkemizde çok yaygın bir baykuş türüdür. Küçük yerleşimlerde sıkça görülür. Ağaç ve binalardaki oyuklara yuva yapar. Elektrik direklerinde, taş ve toprak öbeklerinde, çatılarda ve çitlerde tünerken görülebilir. Diğer baykuşlar gibi insanlar açısından çok faydalı bir kuştur. Haşeratlar, fareler, sürüngenler ve kurbağalarla beslenir. Sesi kısa, tiz ve keskindir: “kik, kik”, daha çok gündüz saatlerinde duyulur. İncelerek duyulan bir “gvuuu-hu” sesinin kısa tekrarlarından oluşan ötüşü hüzünlüdür.
Peçeli baykuş (Tyto alba)
Ülkemizde görülen tek paçalı baykuş türü aynı zamanda da en açık renkli baykuş türüdür. Yüzü, göğsü ve karnı beyazdır. Üst tarafı sarı-bej renklidir. Kanatları ve bacakları uzundur. Genellikle kurak ve seyrek ağaçlı açık arazilerde ve tarım alanlarında bulunur. Eski binalardaki ve harabelerdeki oyuklara yuva yapar. Tarla faresi, kurbağa ve haşeratla beslenir. Batı, Orta ve Güneydoğu Anadolu’da kırsal alanlarda yaşar.
İshakkuşu (Otus scops)
Ülkemizdeki en küçük baykuş türüdür. Diğer baykuş türlerine göre ayakları tüysüzdür. Kahverengi ve gri olabilir. Karın ve göğüs kısmı dikine siyah çizgilidir. Gözleri sarıdır. Ülkemizde çok yaygın olmasına rağmen çok iyi kamuflaj olduğundan görmek zordur. Yerini sesiyle belli eder. Ötüşü hüzünlüdür. “Çon” sesinin aralıklı tekrarlarından oluşur. Bazen dişi ve erkek karşılıklı öter. Ülkemizde Akdeniz ve Ege kıyılarının tamamında ve İç Anadolu’da gçzlemlenebilir.
Çizgili İshakkuşu (Otus brucei)
İshakkuşuna çok benzer, ondan biraz daha büyüktür. Gövdesi açık gri, yüzü daha açık renklidir. Alt tarafındaki çizgiler daha kalın ve düzenlidir. Türkiye’de sadece Aşağı Fırat’ta bulunur.
Paçalı Baykuş (Aegolius funereus)
Dağlık bölgelerdeki yoğun, karışık ormanlarda yaşar. Genellikle gececildir. Küçük memelileri avlayan en küçük baykuş türüdür. Büyük bir kafası, beyaz-kahverengi alacalı tüyleri ve şaşkın bir ifadesi vardır.
Alaca Baykuş (Strix aluco)
Ormanlar, büyük parklarda yaşar. Geceleri hareketlidir, gündüzleri ağaçlarda dinlenerek geçirir. Ötüşü çok belirgindir. Genellikle geceleri bazen gündüzleri duyulur: "Huu-hu-hu-huu"
Kır Baykuşu (Asio flammeus)
İri, açık renkli ve sarı-kahverengi bir baykuştur. Açık tondaki yüz maskesi üzerine oturtulmuş siyah kenarlı sarı gözleri vardır. Üst tarafı benekli, göğsü çizgili, karnı beyazdır. Uçuşta uzun kanatlarını, kısa ve çizgili kuyruğu ortaya çıkar. Kanatlarında çarpıcı koyulukta el bileği lekesi vardır, dış kanadı parlak altın rengi-kirli sarıdır ve uçları koyudur, firar hattı ise beyazdır. Genellikle gündüzleri ve çoğunlukla deliceye benzer şekilde süzülerek alçaktan uçar. Ötüşü pes ve boğuk bir “hu-hu-hu-hu”, hırıltılı bir “şay-ay” şeklindedir. |
|
|
|
toplam 12078 ziyaretçi (19164 klik) kişi buradaydı |
|